Hakkımda
İzmir-İstanbul Arası Çelişkilerle Dolu Hikayem
İzmir'de yaşamın çok keyifli olduğu felsefesine sıkı sıkıya bağlı bir genç olarak iş, kariyer arayışıyla istemeye istemeye İstanbul'a yerleştim. İstanbul'da debelenirken kısa süre içinde bu kocaman kentin aslında tüm pejmurdeliğine rağmen nasıl da zengin olduğunu keşfettim. İstanbul'un çeşitliliğiyle ilgili olan bu keşif, başlangıçta hiç sevmediğim bu şehre hayranlık duymama neden oldu. Ancak gelin görün ki, tam alışmış ve çok sevmişken İstanbul'u, yine iş güç nedeniyle kürkçü dükkanına dönüş misali yolum İzmir'e düştü.
İzmir'e dönüşte İstanbul'a ilk gittiğimden çok daha kötü hissettim. "İstanbul'a alışan başka yerde yapamaz" derler ya, aynen öyle oldu. Bu İzmir'den mutlu olamama, caanım şehirden keyif alamama ve bunun nedenini anlayamama duygusu içinde kıvranırken İstanbullu gözüyle kendi şehrimi yeniden keşfetmeye başladım.
Çok Ucuz Çok Ucuz!
Bir arkadaşım; "Alaçatıyı bu İstanbullular mahvetti. Her şeye çok ucuz çok ucuz dediler, bir bardak su 10 lira oldu" demişti, çok gülmüştüm. Valla doğruymuş. İzmir'de benim de tespitim bu oldu. İzlenimlerim en çok da bir mekanda bir şeyler yer içerken anlatılası bir hal alıyordu. Ben de her şeyi, İstanbul'a göre "çok ucuz" buluyordum. İstanbul'da çok pahalı çok havalı mekanlarda göreceğim hizmeti, İzmir'de İstanbul'un tost ayran fiyatına tadabilmek de hayretimi arttırıyordu. Peki, İzmir'de nerede ne yenir, İzmir'in en keyifli mekanları nereleri, İzmi'de nereye gitsek, diye düşünürken ve Google'da arama yaparken pek de tatmin edici bilgiler olmadığını gördüm.
Her Gün Elli Kere Girdiğiniz Sitelerin Editörlerinden Biriyim
O vakit, yıllardır Türkiye'nin en büyük e-ticaret markalarına, trafiği ennnn yüksek web sitelerine dijital pazarlama, content marketing desteği vere vere klavye başında yaşlanan bendeniz, hemen bu işe soyunmalıydım.
Neden Blogspot
"Açayım bir blog da İzmir efsaneleriyle bu şehri gözünde epeyce büyütmüş İstanbullulara burada nerede ne yenir anlatayım" dedim. Önce klasik dijital pazarlama zihniyle izmirdeneyerim.com, izmirdeneyenir.com, izmirmekanlari.com alan adlarını almak üzere godady'ye uğradım. Alan adı almak üzereyken iyi ki, "önce bir en çok okunan bloglardan ilham alayım" demişim. Baktım ki, blogspot uzantılı olup da başarılı olan, önyargıların aksine baya da profesyonel çalışan bloglar var... "O vakit, bu blog blogspotla yürüsün, her şeyi samimi olsun, profesyonel pazarlama işi kokmasın" dedim ve yola çıktım.
Ne Yazıyorum?
Günde en az bir kez yeni bir mekana gidip, bir şeyler ısmarlıyorum. Sonra da ne gördüysem, iyisiyle kötüsüyle yazıyorum. Beni restoranına davet eden yerler için de bu geçerli.
Gurme Değilim
Gurme falan değilim. O yüzden işin lezzet kısmına çok iddialı notlar düşmüyorum. Ben sadece ne yediğimi, mekanın nasıl bir ortama sahip olduğunu, buraya nasıl gideceğinizi, ortalama fiyatları yazıyorum. Size fikir versin istiyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder